Değerli kardeşimiz,

Yemin kefareti, on fakire birer fitre (fıtır sadakası) miktarı veya bir fakire on ayrı günde her gün birer fitre miktarı para vermek veya on yoksulu sabah akşam doyurmak ya da giydirmektir. Buna gücü yetmeyenlerin ise, ara vermeden üç gün oruç tutmaları gerekir.

Bu kefaret Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. (Mâide, 5/89)

Buna göre; her bir fakire 1 fitre miktarından az olmamak şartıyla 10 ayrı fakire ödeme yapılması halinde yemin kefareti ödenmiş olur.

Kefaretin doğrudan fakirlere teslim edilmesi mümkün olmakla beraber, vekalet yoluyla güvenilir bir kişi ya da hayır kurumu aracılığı ile ödenmesi de mümkündür. Bu durumda vekalet verilen kişi ya da hayır kurumuna verilen meblağın, yemin kefareti olduğu hususu açıkça belirtilmelidir. Onların teslim aldıkları bu yemin kefaretini açıklandığı üzere şartlarına uygun olarak dağıtmaları gerekir.

Diğer bir ifadeyle vekil tayin edilen kişi veya kurum aldığı vekaleti gereği gibi yerine getirmelidir. Şayet kişi ya da hayır kurumu söz konusu yemin kefaretini verilmesi gereken yerlerin (fakirler) dışında kullanırsa, verilen miktar kişiye sevap kazandırsa da yemin kefareti olarak geçerlilik kazandırmayacağından yükümlülük ortadan kalkmaz.

Ayrıca vekalet, bir kimsenin başka birine kendi adına işlem yapma yetkisi vermesini ve bu yetkiyi ifade eder. Kefareti bizzat vekilin kendisinin fakirlere ulaştırması şart koşulmadıkça, vekil başka birisine vekalet vererek söz konusu kefareti yerine getirebilir.

Diğer taraftan vekilin, vekalet veren adına yaptığı işlemi bilmesi ve ona uygun olarak işlemi yerine getirmesi gerekir.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet