Değerli kardeşimiz,

– Taberi, Nur suresinin tefsirinde -en sonunda- kendi tercihini “yüzün ve ellerin” açık olabileceği yönde kullanmış ve bunu açıkça belirtmiştir.

– Ahzab suresinde ise, Nur suresinde olduğu gibi, kendi tercihini açıkça ortaya koymamış, alimlerin farklı yorumlarıyla yetinmiştir.

Yalnız başta ayeti açıklarken, “dışarıda yüzün ve saçın açılmaması” anlamına gelen bir ifadeye yer vermiştir.

Anladığımız kadarıyla, burada anlatmak istediği şudur:

“Ayette hür kadınların cariyeler gibi saçı-başı, yüzü açık olduğu bir şekilde dışarı çıkmamaları; cilbablarını örtünerek çıkmaları emredilmiştir.” Taberi bu tespiti yaptıktan sonra, cilbabın nasıl örtüneceği, nereleri kaplayacağı konusuna geçmiş ve alimlerin farklı yorumlarına yer vermiştir.

Bundan da anlaşılıyor ki, Taberi, ilk başta yaptığı açıklamayla “kadınların saçı başı ve yüzlerinin tamamen açık olarak, cariyeler gibi hiçbir örtüye yer vermeden dışarı çıkmalarının yanlış olduğuna” vurgu yapmıştır. Ardından “örtünmesi istenen cilbabın ne olduğu, neleri örtmesi gerektiği” konusuna temas etmiş, fakat burada kendi görüşünü belirtmemiş, yalnız alimlerin görüşlerini aktarmıştır.

– Kanaatimizce, Taberi, Nur suresinde açıkça ifade ettiği üzere “yüz ve ellerin açılmasında” bir sakınca görmemektedir.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet