Değerli kardeşimiz,

– Bilindiği gibi, İslam dini, insanların hayatıyla ilgili dini ve dünyevi her şeyi tanzim etmiştir. Yemek içmekten dutun ta cinsel ilişkiye kadar her şeyin uygun şeklini göstermiştir.

– Hz. Peygamber (asm)’in çok evliliğin bir hikmeti de aile içinde cereyan eden açık ve gizli halleri ümmete ders vermektir. Kadınların çokluğu, hayatın en ince teferruatına kadar olan hususları aktaran şahitlerin çokluğu anlamına gelir.

– Hz. Peygamber (asm)’in insanlık hallerini, özellikle mahrem sayılan, fakat ümmetin de öğrenmeye ihtiyacı olan durumların öğrenilmesinin yegâne kaynağı Hz. Peygamber (asm)’in hanımlarıdır.

Bazen mahrem tarafları da içine alan, fakat öğretilmesi de zorunlu olan halleri öğreten kadınlar olunca, nefislerin devreye girmesi söz konusu olabilir.

İşte Kur’an’da Hz. Peygamber (asm)’in hanımlarının “ümmetin anneleri” olarak takdim edilmesinin hikmetlerinden biri de ümmetin erkekleri olan öğrencilerle, onların öğretmenleri olan Hz. Peygamber (asm)’in hanımları arasındaki yabancılık duygusunu “anne-evlat” duygusuna çevirmektir.

– Demek ki, Hz. Peygamber (asm)’in hanımlarıyla olan mahrem ilişkisinin öğrenilmesinin yolu, yalnız onun hanımlarının öğretmesidir. Yoksa, bu gizli mahrem konuları gören yoktur.

Misal olarak şu hadis rivayetini verebiliriz:

el-Esved adındaki bir zat, Hz. Aişe’nin şunları söylediğini aktarmıştır:

“Resulullah oruçlu olduğu halde hanımlarına sarılır ve onları öperdi. Fakat herkesten daha fazla kendine hâkimdi.”(Buhari, Savm, 23)

Şüphesiz bu konu çok önemlidir. Çünkü orucun böyle durumlarla bozulup bozulmamasının öğrenilmesi çok önemi bir İslam konusudur.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet