Değerli kardeşimiz,

Hz. Peygamber (asm) Efendimiz her konuda olduğu gibi savaşlarında da adetullah kanunlarına bihakkın riayet ederdi. Yani yapılan iş her ne olursa olsun onun bütün levazımatını ve gerenleri, maddi-manevi, eksiksiz bir şekilde temin eder, ihtiyat ve tedbir hususuna azami ihtimam gösterirdi.

Peygamber Efendimiz yaşadığı döneme kadar geliştirilen savaş strateji ve taktiklerini şaşırtıcı derecede kullanmış adeta yıllarca savaşan büyük bir başkomutan gibi savaş malumatına hakimdi. Bu minvalde savaş stratejisinin en önemli unsurlarından biri olan harekatın gizliliği prensibini çoğunlukla uygulamıştır.

Siyer kaynaklarından edindiğimiz bilgiler ışığında Peygamber Efendimizin Tebük seferi dışında hemen hemen bütün seferlerini ve harekatın hedeflerini gizli tuttuğunu biliyoruz.

Örneğin Mekke’nin Fethi harekatını büyük bir sır gibi saklamıştır. Ashabına sefer için hazırlık talimatı verdiği halde hedefi gizli tutmuştur. Hatta rivayete göre en yakın dostu ve yardımcısı Hz. Ebû Bekir’e bile harekatın hedefini söylememiştir.

Çok daha ibretlik örneklerden birisi de sefere gönderdiği ordunun komutanına bile hedefi söylememiş, kapalı bir zarf içerisinde kendisine harekatın hedefini teslim etmiş ve falanca mevkiye vardıktan sonra zarfı açmasını emretmiştir.

Tebük seferinde ise başka stratejilerin yanı sıra zamanın süper gücü olan Bizans’a karşı başlatılan harekatı önceden herkese duyurarak bir nevi dosta güven düşmana korku salmış ve bu strateji ile İslâm davasının sadece Arap Yarımadasını değil bütün dünyayı hedeflediği gösterilmiştir.

Peygamber Efendimizin uyguladığı bu savaş stratejisi kendisinden sonra da gerek Hulefa-i Raşidin dönemi olsun gerekse diğer İslâm devletlerinde olsun seferin niteliğine göre uygulanan önemli bir savaş stratejisi olmuştur.

Kaynak
Vakıdî, Meğâzî (Hz. Peygamber’in Savaşları).
Muhammed Hamîdullah, Hz. Peygamber’in Savaşları.
Mustafa Ağırman, Hz. Peygamber’in Savaş Stratejisi.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet