Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

“Yoksa daha önce Musa’ya sorulduğu gibi siz de peygamberinize sorular sormak mı istiyorsunuz? Kim imanı küfre değişirse, şüphesiz dosdoğru yoldan sapmış olur.”(Bakara, 2/108).

Tefsirlerde nakledilen rivayetlere göre Yahudilerin Hz. Musa’ya, “Allah’ı bize açıkça göster.” (Nisâ 4/153) demeleri gibi, müşrik Araplar da Resulullah’tan (asm) buna benzer isteklerde bulunmuşlardı. İçlerinden, “Bizim için Safa tepesini altın haline getir.” şeklinde dünyevî isteklerde bulunanlar da vardı. (Taberî, Razi, Maverdi, ilgili yer)

Sorulan sorunun ve soru soranların kimler olduğu konusunda tefsirlerde farklı rivayetler vardır. Yahudilerin Hz. Musa’ya, “Allah’ı bize açıkça göster.”(Nisâ 4/153) demeleri gibi, müşrik Arapların da Resûlullah’tan buna benzer “Yahut iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten bir parça düşür. Veya Allah ile melekleri karşımıza getir.”(İsra, 17/92) şeklinde sorular soruyorlardı.

Özetle, rivayetlere göre, sorunun şekli farklılık arz ettiği gibi, soru soranların da Yahudi, müşrik ve Müslümanlar olduğu ileri sürülmüştür. Kuran’da açıkça kesin bir bilgi yoksa, rivayetlerde de kesin bir haber söz konusu değilse, bir müminin takınması gereken edep, kesin bir kanıyı belirtmemektir.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet