Değerli kardeşimiz,

Tarihte bu tür olaylar olmuştur. Nitekim Peygamberimiz (asm) dönemindeMuhallim İbn-i Cüssameolayı bunlardan biridir:

Mekke’nin fethine çıkıldığı bir sırada mücahitlerden bir grup Âmir ibni Azbat’a rastlamışlardı. Âmir onlara selâm verdi. Mücahitler ona dokunmadı, ancak içlerinden Muhallim ibni Cessâme, aralarında daha önce olan bir anlaşmazlıktan dolayı ona saldırdı. Âmir, kelimeyi şehâdet getirdi. Müslüman olduğunu söyledi. Ancak Muhallim buna rağmen onu öldürdü.

Daha sonra Âmir’in akrabaları Resulullaha (asm) diyet için geldiler. Resulullah (asm) akrabalarından diyeti alacaklarını söyledi. Muhallim Resulullahın (asm) huzuruna çağırıldı.

Efendimiz (asm) “O adamı Allah’a iman ettikten sonra mı öldürdün?” dedi. Sonra da onun için “Ey Allah’ım Muhallim’i affetme” diye beddua etti ve bunu üç kez tekrarladı.

Yedi gün sonra Muhallim üzüntüye dayanamayarak öldü (630). Onu defnettiler; ancak toprak kabul etmedi. Durumu Resul-i Ekrem Efendimize (asm) haber verdiler. Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: “Yer o adamdan daha şerli kimseyi de şüphesiz kabul eder. Lâkin Allah, ‘Lâilâhe illâllah’ kelimesinin büyüklüğünü size göstermeyi sevdi.” Bu olay üzerine Nisâ Sûresinin 94. âyeti inmiştir. (bk. İbni Mâce, Fiten: 1; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:329; İbni Hişâm, Sîretü’n-Nebî, 4:247; İbni Kesîr, el-Bidâye Ve’n-Nihâye, 4:224-226)

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet