Değerli kardeşimiz,

Herhangi bir iş uhrevi kimliğini kazanırsa ihlas dairesine girer. İhlas dairesine giren her iş ibadet sayılır. Fakat bu ibadetlerin dereceleri ihlasın derecesiyle doğru orantılıdır. Hadiste “İman yetmiş küsur bölümdür; en üstte ‘Allah’tan başka ilâh yoktur’ sözünü kabul etmek ve en altta ‘İnsanlara sıkıntı veren bir nesneyi yoldan çekmek / kaldırmak.’ bulunmaktadır, haya da imanın bir parçasıdır.” buyurulur. (Buharı, İman, 3)

Bunun gibi, sırf Allah’ı sevip saydığı için kulluk yapan kimse ile, cennete gitmek veya cehennemden kurtulmak için ibadet eden kimsenin sevabı aynı değildir. Fakat her ikisi de makbuldür ve geçerlidir. Çünkü Kuran’da ve hadislerde bunların makbul olduğuna dair birçok ifadeler vardır.

Bu kısa bilgiden sonra detaya gelince:

Namaz kılmaya başlamanız ve bu konuda hassasiyet göstermeniz çok güzel bir adımdır. Allah ibadetlerinizi kabul eylesin. İçinizdeki bu sorgulama, imanınızın derinleşme arayışının bir göstergesidir.

Sorularınızın cevabı, kıymetli dinimizin geniş rahmet ve hikmet dairesinde bulunmaktadır:

1. Cehennem Korkusuyla Namaz Kılmanın Hükmü

Öncelikle belirtmek gerekir ki, namazlarınızı cehennem korkusuyla kılıyor olmanız bir sakınca teşkil etmez. Zira Allah’a yapılan ibadetler -prensip olarak- yalnız O’nun rızasını kazanmak için yapılır. Ancak, herkesin bilgi, marifet ve iman seviyesi aynı güçte olmadığı için, Allah sonsuz rahmetiyle kullarını cennete giden yola koymak adına “cennet ve cehennem” gibi bir mükafat ve cezayı da ön görmüştür. 

Bu sebeple, cennet ümidiyle veya cehennem korkusuyla yapılan ibadetler de makbuldür ve imana aykırı değildir.

Nitekim, konuyla ilgili sorulan bir soruda da belirtildiği üzere: “Siz Allah rızası için kılıyorsunuz.. Bununla beraber cehennemden korkmak da güzeldir. Ancak asla ümitsizlik yoktur. Her zaman ümit daha önde olmalıdır.” ve “Bunlarda neticede Allah’ın merhameti ve gazabı ile ilgili olduğundan sıkıntı olmaz.”

2. Allah Rızasını Düşünerek Kılma İsteğini Artırmak İçin Yol Gösterimi

Namazlarınızı sadece Allah rızası için kılma arayışınız, imanı derinleştiren “tahkiki iman” yolculuğudur. Bunun için şu adımları düşünebiliriz:

* İman Esaslarını Tefekkür Etmek

Kuran-ı Kerim’in inzal süreci incelendiğinde, ilk 13 senenin (Mekke dönemi) ağırlıklı olarak iman esaslarını, yani Allah’ın varlığı ve birliği (Tevhid), başta Hz. Muhammed (asm) olmak üzere peygamberlere iman (Nübüvvet) ve ahiret (dünyanın bir tarla oluşu, amellerin karşılığının alınacağı) konularını işlediği görülür.

Bu konuları uzun uzun tefekkür etmek, imanınızı sağlamlaştırır ve pekiştirir.

* İlmî Eserler ve Kur’an Tefsirleri Okumak

İmanınızı artırıcı ilmi eserleri, Kuran tefsirlerini ve siyer kitaplarını okumak, Allah’ı ve O’nun yüce emirlerini daha iyi anlamanıza yardımcı olur. Bu sayede tahkiki imanınız arttıkça, ibadetlerden aldığınız haz da misliyle artacaktır.

* Huşu ve Şuur Kazanmak

Kuran-ı Kerim, müminleri tarif ederken Müminun suresinin hemen başında “Onlar namazlarını huşu içinde kılarlar.” (Mü’minûn, 23/2) buyurur.

Mümin olmanın sırrı namazı huşu içinde kılmaktır ve bunun ön şartı da imanımızı artırmaktır. İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri’nin abdest alırken beti benzi sarardığında talebelerine “Evladım, birazdan kimin huzuruna çıkacağımdan sizin haberiniz yok mu?” demesi, bu şuurun ve huşunun önemini gösterir.

* Aklın Kullanılması ve Sorgulama

Kuran-ı Kerim, aklı kullanmaya, tefekkür etmeye ve düşünmeye teşvik eder. Hiçbir ayet veya hadiste sorgulamadan körü körüne imanın emredildiği yoktur. Aksine, onlarca ayet insanı düşünmeye ve aklını kullanmaya yönlendirir:

“Biz sana feyizli ve bereketli bir kitap indirdik ki insanlar onun ayetlerini iyice düşünsünler ve aklı yerinde olanlar ders ve ibret alsınlar.” (Sâd, 38/29)

“Kuran’ı tedebbür/tefekkür etmiyorlar mı? Allah’tan başkasının olsaydı onda birçok çelişki bulacaklardı.” (Nisâ, 4/82)

Bu ayetler, dinin akla hitap ettiğini ve Kuran’ı anlamak için aklı kullanmanın zorunlu olduğunu gösterir.

İbadetlerimizin temelinde Allah rızası olsa da, cennet ümidi ve cehennem korkusu da O’nun rahmet ve azabının birer tecellisi olarak ibadet motivasyonumuzu güçlendiren unsurlardır.

Zamanla imanınız tahkiki seviyeye ulaştıkça, Allah sevgisi ve rızası için ibadet etme arzunuz daha da pekişecektir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Gerçek dindar nasıl olur? Örnek ve vasıflı bir Müslüman hangi …

İslamiyet’i iyi öğrenmek ve yaşamak için ne yapmak gerekir? İslamı …

Namazın zamanımız açısından önemi nedir? Namazın mana ve …

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet