Değerli kardeşimiz,

Genel olarak duanın belayı defettiğine dair hadisler vardır. Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Kazayı (kaderi) ancak dua def eder, ömrü de ancak iyilik uzatır.” [Tirmizi, Kader, 6 (2139).]

Tirmizi bu rivayetin hasen olduğunu bildirmiştir. (Tirmizi, a.g.y)

Allah, ezelî ilmiyle kulun nasıl bir çizgi takip edeceğini ve bu arada nasıl bir duayı yapacağı bildiği için kaderini ona göre şekillendirmektedir.

Fakat belli bir duanın (eski GRİPİN gibi) her derde deva olduğunu söylemek ne aklen ne dinen ne de pratikteki canlı misaller itibariyle doğrulanabilir.

“Mearicu’l-Hidaye” kitabı hadis kriterleri bakımından sağlam bir eser olmadığı gibi, diğer sağlam hadis kaynaklarında bunun bu şekilde bulunmaması da bu rivayetin olumsuz emareleridir.

Unutulmamalıdır ki, dua da bir sebeptir, bütün sebepler için geçerli olan “Hiçbir sebebin hakiki tesiri yoktur ve bütün kâinatta müessir-i hakiki yalnız Allah’tır.” hükmü bunun için de geçerlidir.

Özetle, bu dua okunabilir, ancak dualar ibadet niyetiyle yapılmalıdır, başka bir maksat esas gaye olursa, o ibadete zarar verir.

Unutmamak gerekir ki, ibadetler sadece Allah rızası için yapılır, başka bir gaye asıl maksat olursa ibadetin ruhunu zarar verir.

Demek ki, biz ibadetleri ve duaları Allah rızası için ibadet niyetiyle yaparız, rabbimizin hikmeti ve rahmeti uygun görürse, bu ibadete ve duaya vesile olan şeyi de nasip eder.

İlave bilgi için tıklayınız:

– İbadetlere vadedilen netice ve sevaplara kavuşmanın şartları …

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet