Değerli kardeşimiz,

Bir kadına göre kayınbirader (kocasının erkek kardeşi) yabancı erkek sayıldığı gibi, bir erkeğe göre de baldız (hanımının kız kardeşi) yabancı bir kadın hükmündedir. Zira Nur suresi 31. ayetten anlaşıldığı üzere, kayın birader ve baldız kendisine nikâhı ebediyen haram olan mahremler arasında yer almamaktadır.

Bu yüzden bir kadın kayınbiraderine, erkek de baldızına yabancı hükmündedir.

Bir erkeğin baldızı ile bir kadının kayınbiraderi ile evlenme yasağı sürekli olmayıp, kardeşleri ile evlilikleri devam ettiği süre ile kayıtlıdır. 

Dolayısıyla baldız ve kayınbirader, kendileriyle sürekli evlenilemeyen yakınlar gibi düşünülmemelidir. Nitekim Hz. Peygamber (asm) baldızı Esma’yı üzerinde şeffaf bir elbise ile görünce, hemen yüzünü başka yöne çevirmiş ve “Ey Esma! Muhakkak ki, kadın ergenlik çağına erişince onun vücudundan şundan ve şundan başkasının görünmesi uygun olmaz.” (Ebu Davud, Libas, 33) diyerek, (kendi) yüzü ile elini işaret etmiştir.

Bu itibarla kadının kayınbiraderine, baldızın da eniştesine karşı tesettüre riayet etmesi ve onunla baş başa kalmamaya dikkat etmesi gerekir.

Hürmeti musahere, “eşlerden birisi ile diğerinin usul veya füruu arasında cereyan eden” yani ata ve nesil arasında olan bir durumdur. Bunların dışındaki kimseler arasında hürmeti musahere cereyan etmez.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet