Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

“İman edenler Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar. O hâlde şeytanın dostlarına karşı savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.”(Nisa, 4/76)

Kuran’da “İnkâr edenler Allah yolunda savaşamaz.” denilmiyor, eğer karşı mana düşünürse, “savaşmaz” anlamı verilebilir. Bunun anlamı şudur:

“İnkâr edenler, yani Allah’a veya Allah’ın dinine inanmadıkları için onun yolunda cihad etmezler, savaşmazlar, hizmet etmezler.”

Çünkü insan inanmadığı, yok saydığı, bir kıymetinin olmadığını düşündüğü bir tarafta hizmet etmek istemez. Bu düşünce tarzı, ister istemez o kişiyi Allah’a taraf olan yollardan alıkoyar, karşı tarafı teşkil eden “Tâğut”un yoluna yönlendirir.

Fikir ve düşünce bazında Allah’ın yolunda yürümesi engellenmiş olan kişinin bu olumsuz potansiyel enerjisi, olumlu manada fiiliyata geçen bir kinetik enerjinin imkânını da ortadan kaldırır.

Özetle:

Ayetlerde, “hiçbir inkârcı Allah yolunda savaşmaz veya savaşamaz” denilmemiştir. Evvela, vukuattan bahsediliyor. Yani saadet asrında söz konusu olan savaşlardan bahisle “şu anda görülen bu savaşların bir tarafında Allah yolunda savaşan müminler, diğer tarafında İslam düşmanlarının Tağut yolunda savaşanların söz konusu olduğuna” işaret edilmiştir.

Bu gibi beyanların hikmetlerinden biri, müminleri teşvik ve teşci etmektir. Zira, Allah kendi taraftarları olan müminlere yardım eder, onların ölülerine şehitlik derecesini verir, zayi olmuş mallarını sadaka hükmünde kabul eder ve mükâfat veriri.

İnkârcıların durumu çok vahimdir, çünkü hiçbir işleri değerlendirilmez. Şu ayette bu hakikatin altı çizilmiştir:

“Düşman birliklerini takip etmekte gevşek davranmayın. Siz acı çekiyorsanız, sizin çektiğiniz gibi onlar da acı çekiyorlar. Üstelik siz, onların ummadığı şeyi Allah’tan umuyorsunuz. Allah ise her şeyi bilir, hükümlerini sonsuz hikmetiyle verir.”(Nisa, 4/104)

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet