Değerli kardeşimiz,

Peygamberlerin bir sıfatı / vazifesi de uyarıcı anlamında “nezîr”dir. Allah’a isyanda ısrar edenlerin başlarına felaketlerin geleceğini önceden haber verirler.

Allah Teâlâ kitabında, “Hayatı ve ölümü, kimin amelinin daha güzel olduğunu imtihanla ortaya çıkarmak için yarattığını” (Mülk: 67/2 ),“Kullarını korku, açlık, malda, canda ve ürünlerde eksiltmeler ile mutlaka imtihan edeceğini” (Bakara:2/155) bildiriyor.

Doğal afetlerin maddi sebepleri bellidir ve bu bir bilim konusudur.

Bu sebeplerin arkasında bir de sebepleri yaratan vardır; böyle şeyler olduğunda bunu unutmamak, uyarı mı, ceza mı olduğunu da hesaba katmak gerekir.

Bir Müslümanın başına gelen her sıkıntı, onun hakkında mutlaka hayırdır: Ya geçmiş günahlarını siler, ya gelecek bela ve musibetlere engel olur, ya ilahi bir ikaz ve uyarıdır ya da manevi makamının daha da artması için bir denemedir.

İlave bilgiler için tıklayınız:

– Cenâb-ı Hakk bu âlemi kendisini tanıtmak için yarattığına göre, bu dünya hayatında hiç hastalık ve musibet olmasaydı…

– Musibetlerin Allah’ın kahrının tecellisi olduğu söyleniyor. Her musibet için bunu söylemek mümkün müdür?

– Deprem gibi afetler bir tesadüf müdür, yoksa kaderimiz midir …

– Firavun kavmine gönderilen “kan”ın ve diğer mucizelerin mahiyeti …

– Dünya, depremler ve tsunamilerle gerçekten mükemmel mi …

– Kur’an’da “Başınıza gelen musibetler kendi nefsinizden” mealindeki …

– Kaç tane kavim veya topluluk, nerede, nasıl ve hangi sebeple helak …

– Deprem gibi afetlerden Müslüman bir toplum olarak nasıl ders …

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet