Değerli kardeşimiz,

– Daha önceki peygamberlere kitap veya suhuflar (inzal olarak) bir defada inmiştir. Bu sebeple, onların vahiyle ilgili durumlarında böyle bir şey söz konusu olmamış olabilir. Hz. Muhammed (a.s.m)’e ise, vahiy (tenzil olarak)yirmi üç yılda parçalar halinde inmiştir. Bu sebeple, onun vahiy esnasındaki hali tecrübeyle sabit olmuştur.

– Misal olarak, ilk büyük kitabın sahibi olan Hz. Musa (as)’a vahiy bir defada ve de levhalar halinde verilmiştir. Zaten asıl vahiy –bir çok alime göre– yalnız on emirden ibarettir. Hem vahyin bir defaya mahsus olması, hem dışarıda yazılı olarak verilmesi onun üzerinde terleme-titreme-ağırlık gibi bir tesir meydana getirmemiş olabilir.

Bununla beraber, Hz. Musa’nın, dağa cilveger olan ilahî tecelli karşısında yere yığılıp bayıldığı bilinmektedir. Hz. Muhammed (a.s.m) ise, bizzat kalbine tecelli eden ilahî kelamın haşmeti karşısında, o olağanüstü haller göstermesi anlaşılmaz bir şey değildir. Ayrıca, temel esasları itibariyle bütün geçmiş vahiyleri de içinde barındıran ve manasında olduğu gibi lafzında da bir mucize olan Kur’an gibi en mükemmel bir vahiy mesajının yer ettiği Hz. Muhammed (a.s.m)’in kalbinin heyecanından meydana gelen terleme-titreme, hatta bazen üzerinde olduğu binitinin ağırlığından çökmesi gayet kolay anlaşılan bir hakikattir.

İlave bilgi için tıklayınız: 

– VAHY, VAHİY.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet