Değerli kardeşimiz,

Belirttiğiniz tutum ve davranışlar DEHB  (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) semptomları ile uyuşuyor.

DEHB ile yaşarken ibadet gibi dikkat, düzen ve süreklilik gerektiren şeyleri sürdürmek gerçekten büyük bir mücadele. Ancak ayet-i kerime’nin de işaret ettiği gibi, hayatta “teklifi mâ lâyutak yoktur. Yani Allah hiç kimseyi kaldıramayacağı bir yükle imtihan etmez. Eğer sabır ve tevekkül gücünü kullanırsak ve niyetimiz de samimi ise her sıkıntıya karşı dayanabilir ve ibadet sorumluluğumuzu da yerine getirmiş oluruz. 

Üstelik bu çerçevedeki bir mücadele ve zorluk içinde gösterdiğiniz çaba ibadetlerinizi daha da değerli kılar.

DEBH teşhisi konduğuna ve ilaç takviyesi aldığınıza göre, alanında uzman bir hekimle görüşmüşsünüzdür. Sizi ayrıntılı dinleyen kişi o olunca onun yaptığı tavsiyeler en isabetli olanlardır.

Bu çerçevede size genel tavsiyelerimiz olacaktır.

1. “Allah, Benim Niyetimi Biliyor” Bilinciyle Başlayın

Bilindiği gibi müminin niyeti amelinden hayırlıdır. Bunun yanında İslam’da dini sorumluluk niyet, akıl ve imkanlara göredir. Başta akli melekelerinin yerinde olup olmadığı, niyetinin halis olup olmadığı ve son olarak da ibadeti yerine getirecek maddi ve manevi gücünün olup olmadığına bakılır.

DEHB bir bilişsel/psikolojik zorluk olduğundan dolayı, kişinin namazında dikkatini toplamakta, odaklanmakta, süreklilik sağlamakta zorlanması mazur görülebilecek bir haldir.  Yani bu yaşadığınız sorunların tamamı doğal ve anlaşılır. Bu sadece sizi değil, pek çok DEHB’li bireyi aynı şekilde etkiliyor

Kısacası namaza başlayıp ama sürdürememeniz, namaz kılarken dalıp gitmeniz ve ibadet düzenini sürdürememeniz gibi zorluklar sizi günahkâr yapmaz. Çünkü bu sıkıntılar, samimiyetinizi değil, sadece biyolojinizi yansıtır.

Burada ibadetlerde süreklilik ve mükemmellikten ziyade niyetinize odaklanın. Unutsanız bile, tekrar hatırladığınızda kaza yapabilirsiniz.

Namaz saatlerini unutuyorsanız alarm kurarak namaz saatlerini hatırlaya bilirsiniz.

Yine bu çerçevede “Hepsini eksiksiz kılamıyorum” düşüncesi yerine: “Odaklanamasam bile, vakit namazımı eda etmem beni sorumluluktan kurtarır inşallah” deyin.

Burada şeytan size vesvese verip, namazdan alıkoymak isteyecektir. Oysaki namaza ara vermeniz onu bıraktığınız anlamına gelmez. Yolda durmak, yolu bırakmak değildir.

Görsel hatırlatmalarını kullanın (not kağıdı. sticker). Bunlar beyne tekrar sinyali gönderir

Namazda kısa sureler okuyun. Çünkü uzun okumalar dikkatinizi daha çok dağıtır

Yanınızda biriyle kılın. Çünkü sosyal destek dikkatinizi toparlar.

2. Kendinizi Suçlamak Yerine Şefkatle Yaklaşın

Öncelikle siz asla tembel veya isteksiz değilsiniz. Sadece DEHB engeli ile karşı karşıyasınız. Yaşadığınız şey “istemiyorum” değil; “İstiyorum ama beynim bunu sürdürmekte zorlanıyor.” gerçeğidir.

Bu durum tıpkı yürümek isteyen birinin ayağında kas zayıflığı olması gibidir.

Namaz, ibadet, ders çalışma gibi şeylerde zorlanmanız, iradesizliğinden değil, nörolojik yapınızdan kaynaklanıyor. Yani siz eksik değilsiniz beyniniz farklı çalışıyor.

İbadetle olan ilişkiniz, Sultan-ı Kainatla olan bir ilişkidir. O, sizi yaptıklarınızla değil, gayretiniz ve niyetinizle seviyor.

Bu bakış sizi suçluluk döngüsünden çıkarır, şefkat döngüsüne sokar inşallah

Sonuç olarak: DEHB ile yaşadığınız zorluklar: Sizi tembel yapmaz. İbadetten uzak saymaz, Allah’a yabancı yapmaz. Aksine, çabanız, gayretiniz, mücadeleniz sizi Allah katında daha kıymetli yapacaktır. Bir adımınız bile kıymetlidir. Allah kalbinizi bilir.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet