Değerli kardeşimiz,

Kainatı ve insanları yaratan Allah’tır. Her bir varlık ve özellikle akıl ve şuur sahibi olan insanın, yoktan var edildiği için Allah’a karşı şükran ve teşekkür borcu vardır.

Bizim Allah’tan bir alacağımız yoktu. Dolayısıyla Allah bize insan olarak ne vermişse, hep lütfundan ve merhametinden vermiştir.

Bizi yaratmamış olsa kâinatta ne noksan olacaktı? Her şey yine en mükemmel tarzda yerli yerinde olurdu. Ancak biz yaratılmamış olurduk, hepsi bu kadar.

Biz önce şuna bakacağız: Allah bizi yaratmayabilirdi. Taş olarak yaratırdı, ağaç veya herhangi bir hayvan olarak yaratırdı. Halbuki bizi insan olarak yaratmış. Aza ve organlarımızı tam ve sıhhatli yaratmış. Müslüman bir ülkede yaratmış. Bu nimetlerin her birisi teşekkürü gerektirir.

Bazı insanların kendisinde veya başkasında gördüğü bir takım arızaları, noksanlıkları veya hastalıkları aklına sığıştıramıyor ve yaratılışa ve kadere itiraza başlıyor.

 İşte burada bazı kimselerin aldandığı önemli bir nokta var. Onu gözden kaçırmamak lazımdır. Yoksa o yaratılışın sırrı anlaşılamaz. O da şudur:

Bu dünya hayatının çok kısa ve geçici olduğu, buradan sonraki hayatın ebedî ve daimî olduğudur. Ayrıca, o ebedî hayat burada kazanılacaktır. Mesela, bir genç çok güzel ve yakışıklı olmadığına hayıflanır. Peki, o düşündüğün veya hayal ettiğin yakışıklılık sende olsa, kendini haramlardan muhafaza edebilecek misin? Bu halinde kendini günahlardan ve haramlardan koruyarak Allah’ın emirlerini yerine getirirken, o hayal ettiğin güzellikle, pek çok haramlara girecek, Allah’ı ve ahreti unutup, ölünce ebedî cehennemi boylayacaksın.

Şimdi senin için hangisi tercih sebebidir? Allah’ın sana vermediği o güzellik senin lehine mi, aleyhine mi?

İşte soruda geçen konulara da bu pencereden bakabilirsin. Bazılarına verilmeyen cinsi iktidarsızlık, belki de o insanı ebedî cehennemden kurtaracak ve Cenab-ı Hak, ona burada vermediği o his ve duygu, o âlemde ona herkesten fazla olarak verecektir. Onun için sen İbrahim Hakkı gibi “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.” de, pencerelerden seyret içlerine fazla girme. O yük ağırdır. Kaldıramazsın ve altında ezilirsin. Çünkü biz yaratılışın hikmetlerini bilmiyoruz.

Demek ki, bize uygun gelmeyen bir şey, aslında o kimse için en münasibidir. Bu tip olumsuzluklara itiraz etmeye başlarsan, bunun ardı arkası kesilmez. Giderek Allah’ın -haşa- adaletsizlik yaptığını düşünmeye başlarsın. Şeytan seni bu konuda devamlı teşvik eder ve bir süre sonra içinde Allah’a karşı bir adavet ve düşmanlık belirmeye başlar ve Allah korusun, Allah düşmanı olarak ölür, ebedî cehenneme gidersin.

Biz daima Allah’a verdiği nimetlerden dolayı şükredeceğiz. O’nun emir ve yasaklarını yerine getirmeye gayret edeceğiz. “Kahrın da hoş lütfunda hoş.” diyeceğiz ve insan olarak yaratıldığımıza devamlı şükredeceğiz.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet