Değerli kardeşimiz,

Cinlerin sosyal bir hayat yaşadıklarına, belli bir hiyerarşi içerisinde kategorik bir hayat sahip olduklarına, reislere, amirlere, Müslüman olanlarının hocalara, kadılara, mürşitlere sahip olduklarına dair değişik menkıbeler vardır. Fakat kendi başlarına ülkeler kurduklarına, teknolojiyi geliştirdiklerine dair bilgimiz yoktur.

Ancak, Hz. Süleyman (as) devrinde olduğu gibi, insanlar için yaptıkları hizmetler esnasında harika teknolojiye imza attıkları bir gerçektir. Aşağıdaki ayetlerde bu gerçeğe vurgu yapılmıştır:

“… Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı Süleyman’ın önünde çalışırlardı. Onlardan kim emrimizden sapsa, onu zelil ve perişan eden bir azap tattırırdık. O cinler ona kaleler, heykeller, havuz büyüklüğünde çanak ve leğenler, sabit kazanlar gibi istediği şeyleri yaparlardı…” (Sebe, 34/12-13).

“Kraliçeye ‘Buyurun, saraya girin.’ denildi. Sarayın eyvanını görünce, zemininde engin ve duru su olduğunu zannedip eteğini yukarı çekti. Süleyman: ‘Bu, sırça(cam)dan yapılmış şeffaf bir saraydır.’ dedi.”(Neml, 27/44).

Kuvvetli bir ihtimalle bunu da cinler yapmış veya insanlarla cinler birlikte yapmıştır.

“Kendisi / Süleyman için dalgıçlık yapan ve daha başka birtakım işler yapan bazı cinleri (şeytanları) da onun emrine verdik.” (Enbiya, 21/82).

“Bina yapan, dalgıçlık yapan her şeytanı(cini), bukağılarla bağlı olan başkalarını da onun / Süleyman’ın hizmetine verdik.” (Sad, 38/37).

İlave bilgi için tıklayınız:

– CİN, CİNLER.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet