Değerli kardeşimiz,

Günümüzde boykot, İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü işgal politikalarıyla özdeşleşen, sonrasında küresel sisteme karşı insanlığın adalet arayışının en güçlü ahlaki ifadelerinden birine dönüştü.

Boykot hareketleri, bireysel bir tüketim tercihi olmanın ötesine geçerek, küresel ekonomiyi etkileyen stratejik bir yaptırım gücü haline geldi.

Esasen boykot bir tercih değil, insanlık onurunu savunmak için ahlâkî bir sorumluluktur.

Hak ile bâtıl arasındaki mücadelede tarafımızı belirleyen bir vicdan hareketidir.

Bu hareketin başarıya ulaşması, bireylerden devletlere kadar herkesin üzerine düşeni yapmasına bağlıdır.

Adalet arayışımızın somut bir ifadesi olan boykot, sadece Filistin halkı için değil, adalet ve barış için hepimize bir umut ışığıdır.

Şeytanın “Benim ufacık bir alışverişimle mi zulüm bitecek?” vesvesesine kulak asmayalım. Evet, benim, senin, onun… ufacık alışverişlerimiz zulmü söndürecektir.

Yarın, yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da sorumlu olacağımızı unutmayalım.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet