Değerli kardeşimiz,

Allah’ın elbette bunda da çok büyük hikmetleri vardır; bazılarını şöyle düşünebiliriz:

İnsan vücudu, kâinat içerisinde en değerli bir varlıktır. Ağrılar ise vücudun zararına olan gelişmelerden haber veren birer sinyaldir. Bu sinyallerin kuvvetli olması, vücuda verilen değerden kaynaklanıyor.

Bu harika ilahi sanat bize bir emanettir. Hastalıkların, kazaların büyük bir kısmı insanların suistimalinden kaynaklanır. İnsanın bu emanete daha iyi sahip çıkmasını sağlamak için vücudun başına bir zarar geldiği zaman bu acıları veriyor ki, daha dikkatli olsunlar.

Acıma hissi insanlarda -diğer canlılara nispetle– çok daha fazladır. Hatta kesilmekte olan bir hayvanın acıyı hissetme duygusu çok hafiftir ve kısa bir sürede yok olur, deniliyor. Bu acı da biyolojik bir kanunun külli olmasından ve sünnetullah denilen ilahi prensibin genel çerçevesinde olduğundan kaynaklanmaktadır. Bu durum gösteriyor ki, insanlardaki acı, biyolojik bir kanun olmaktan öte bir mana ifade etmektedir. O da imtihana tabi olan insanın konumudur. Acı hissi, bir yandan sabrını test etmekte, bir yandan teslimiyet nabzını ölçmekte, bir yandan da sahibine sevap kazandırmaktadır.

Ayrıca, dünyadaki biyolojik ağrılar, sızılar, psikolojik daralmalar, sıkıntılar, cehennem hapishanesinin sıkıntılarından, acılarından haber veren birer uyarı sinyalidir. İnsanlar, görmediklerini gördüklerine kıyaslamak suretiyle görmüş gibi algılamaya ve idrak etmeye başlar. Bu pencereden bakıldığında, anlaşılır ki, söz gelimi kabirde veya mahşerde, –Allah korusun- sadece insanın bir dişi şiddetli bir şekilde ağrısa ceza olarak yeter de artar… İşte ağrılar bu konuda da dikkatli olmamızı sağlarlar.

Diğer taraftan, sağlığın ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatan bu gibi durumlar, iki cihan saadetini kazanmak için maddi ve manevi sağlığımıza önem vermemiz gerektiğini hatırlatan önemli uyarılardır.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet