Değerli kardeşimiz,

Babanızın kahkaha atması sünnete aykırı olduğu için, hoş görülmese degünah olmaz.

Dinimiz gülmeyi de ağlamayı da sevinmeyi de üzülmeyi de yasaklamıyor. Her konuda olduğu gibi bunlarda da sırat-i müstakimi emrediyor.

Sırat, hudutları belli geniş anayol demektir. Yani hudutları Allah ve resulü tarafından çizilmiş istikamet üzere olan yol demektir.

Bize düşen ise her konuda aşırıya ve abartıya kaçmadan, insani duygularımızı helal dairede ortaya koyarak, Allah rızası doğrultusunda istikamet üzere bir hayat sürmektir.

Babanızın kahkaha atmasına gelince; bazen gafletten, bazen adetten böyle gafil kaldığımız durumlar elbette hepimizin olabilir, bu sadece babanıza özel bir durum değil.

Kim bilir bizlerin farkında olduğumuz veya gafil olduğumuz ne kadar çok yanlış hareketimiz var.

Hepimize düşen en birinci vazife, Peygamber Efendimizin (asm) hayatına uygun şekilde her şeyi nefsimizde bizzat yaparak rol model olmaktır. Karanlıklar içinde ışık olup aydınlatmaktır.

Daha sonraki görevimiz ise, “Emr bi’l maruf nehiy anil münkerdir!”

Yani İslam’a ters düşen bir olumsuzluk gördüğümüzde, eğer nasihatimiz zarar vermeyecekse, bunu lisan-ı münasiple, kırmadan, incitmeden, saygı çerçevesinde karşıdaki kişiye ifade etmektir, o kişiye İslam’ın güzelliklerini hatırlatmaktır.

Bize düşen budur. Ötesi Allah’a ve karşımızdaki kişinin kalbi durumuna bakar, biz ona karışamayız.

Unutmayalım ki bazen bugün ikaz ettiğimiz bir kişi ters tepki verebilir ama aradan bazen yıllar geçince bize hak verebilir.

Biz ne yaparsak sadece Allah rızasını gözetmeliyiz ve ikazlarımızı da bu iman ile yapmalıyız.

Ve elbette Allah’tan da yardım istemeliyiz.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet