Değerli kardeşimiz,

Özellikle uzaktan iletişim kurmanın yolu, karşı tarafların bu iletişime uygunluğu zorunludur. Radyo, televizyon, telefon vs. cihazların çalışmaları için hem verici hem alıcı cihazların olması gerekir.

Bunun gibi, şeytan bir verici istasyonu temsil ederken, nefis de alıcı mekanizmanın mümessilidir.

Şeytanın yaptırım gücü yoktur, sadece telkin eder ve vesvese verir, bunları yapmaya meyleden nefistir.

Nas suresi ve benzeri ayetlerden anlaşıldığı üzere, şeytanın vazifesi, hatalı düşünceleri telkin etmek, yanlış arzu ve istekleri hatıra getirmek, dinen zararlı olan şeyleri fısıldamaktır. Bütün bu seslendirmeler şeytan gibi bir verici istasyonun işidir. Ancak bu vericilere kulak vermek, bu sesleri işitmek ve işittirmek nefsin ve onun bir küçük aleti olan kuvve-i vahimenin sağladığı şeylerdir. 

İmtihanın gereği olarak insana şeytan vericisinden yanlış telkinler üflenir, bu yanlışlar nefis tarafından algılanır ve seslendirilir.

Bir de kalbin sağ tarafında kuvve-i melekiyenin ürettiği güzel, faydalı ilhamlar yanında, sol tarafında da kötülüğü telkin eden lümme-i şeytaniye tarafından üretilen vesveseler söz konusudur.

İnsan kalbi, aklı ve bunların güzellikler yansıttığı vicdanı hangi tarafa meylederse o taraf güçlenir ve sesi gür çıkar. Meyletmediği taraftan ise cılız ve parazitli sesler ortamı kaplar. Bu iki yoldan birini tercih etmek insanın özgür iradesinin elindedir.

Bu sebeple iyiliğin yapılmasında alınan mükâfat da kötülüğün işlenmesinde hak edilen cezanın da müstahakkı insanın kendisidir.

İlave bilgi için tıklayınız:

– İnsanın tabiatında nefis gibi dehşetli bir şeytan var iken, ayrıca …

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet