Değerli kardeşimiz,

Aklın anlamayacağı şeylerle imtihanın olup olmayacağını, imtihanın temel dinamiklerinden anlayabiliriz.

Mesela, akıllarının tam olarak devrede olmadığı çocukların ve akıl özürlü olan kimselerin imtihandan muaf tutulmaları bunu göstermektedir. 

Bununla beraber, bilgi, görgü konuları yalnız akıl misyonuna bağlı olarak ortaya çıkmaz. Bu işlerin eğitimi, öğrenimi, konuya yoğunlaşmak suretiyle çalışmak gibi daha birçok unsuru vardır.

Örneğin, çok akıllı, çok zeki olan bir adamın, hiç okumadığı bir kimya, fizik, astronomi gibi bilim dallarında istediği konuları bilme, akıl erdirme imkânı yoktur. Bunun gibi hiç öğrenim görmediği tefsir, hadis dalında da söz söylemesi, konuları idrak etmesi söz konusu olamaz. 

Özellikle Kur’an gibi dünya ve ahiret dünyasının yaratılması, oradaki hayatın mutluluğunu temin etmesi gibi şühudî ve gaybi konuları açıklayan bir kitabı yalnız akıl ile anlamaya çalışmak, aklı yersiz yerlerde çalıştırmaya çalışmak gibi, boş bir çaba olur.

Bu nedenle, “aklım almaz” yerine, “bilgim yetmez, eğitimim kafi gelmez, çalışmam yetersiz vs.” gibi argümanları kullanmak daha isabetli olur.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet