Değerli kardeşimiz,

Ahirette daha çok kudret hâkimken, dünyada ise hikmet hâkim olması sebebiyle ahirete dârü’l-kudret, dünyaya ise dârü’l-hikmet denilmiştir.

Bu cümleden olarak ahirette kanun ve sebepler devre dışı kalacaktır; dünyada kanunlar ve sebepler devrede bulunmaktadır, zira bu hikmetin gereğidir.

Cenâb-ı Hakk’ın Hâlık, Rezzak, Şâfî, Mukaddir, Musav­vir gibi isimleri olduğu gibiHakîm ismi dahi vardır ki her işini hikmetle icra etmesi, hikmetle yaratması, hikmetiyle sebep ve kanunları kudretine perde yapması hep bu isminin gereğidir.

Dünyada sebepler perdesinin yaratılmasının bir hikmeti imtihan sırrı olmalarıdır. Özellikle sebepperestlik, tabiatperestlik, materyalist felsefe gibi dinsiz fikir akımlarının sevkiyle insanların sebeplere tesir verdiği, sebepler arkasında tasarruf eden hakiki kudret sahibi Allah’ı inkâr ettikleri bir zamanda yaşamamız bu hikmeti doğrulamaktadır. Cenabı Hakk’ın izzet ve azametinin gereği, İlâhî isimlerin tecellisi gibi başka hikmetler de sayılabilir.

Kudretin hâkim olduğu ebedî âlemde, cennet meyvelerini yemek için toprağın sürülmesine, tohumun ekilmesine ihtiyaç olmadığı gibi,cennet elbiseleri de, terzinin iğnesine makasına ihtiyaç duyulmadan dikilecektir. Zira imtihan bitmiş, dünyadaki Sünnetullah kaidelerine tabi olmanın veya isyan etmenin peşin ceza ve mükafat gördüğü dünya geride kalmış olacaktır.

Dünya hizmet yeri, ahiret ise ücret diyarıdır. Dolayısıyla, oradaki nimetlere nail olmak için burada çalışmak ve sebeplere sarılmak gerekir. Fakat ahirette bu mana tahsil edildiği için sebeplere riayet etmeye gerek kalmayacaktır. Söz gelimi tarlada çalışıp da mahsulat beklemeye, ağacın hizmetini görüp de meyve yolu gözlemeye hacet olmayacaktır.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet