
Size kimse üstün gelemez ayeti, her dilek için olur mu?
Soru Detayı– Al-i İmran suresi 160: “İn yansurkumullâhu fe lâ gâlibe lekum” ifadesinin ebced değeri 266.
– Bu ayeti ebced değerine göre çekip istediğimiz bir dilek için kullanabilir miyiz?
Değerli kardeşimiz,
İlgili ayette “Allah mutlaka sizi galip getirir.” diye bir söz yoktur. Burada, zaferin de yenilginin de Allah’ın elinde olduğunu, onun her konuda mutlak hâkim ve mutlak kudret sahibi olduğunu göstermeye yöneliktir.
Nitekim ayetin mealini okuyan da bu gerçeği fark edecektir:
“Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? Müminler ancak Allah’a güvenip dayanmalıdırlar.” (Al-i İmran, 3/160)
İbn Abbas bu ayetin söz konusu manasını Bedir ve Uhud savaşlarındaki durumlara dikkat çekmekle tespit emiştir. Ona göre, hazırlıksız ve güçsüz olduğunuz halde size Bedir’de zafer kazandıran Allah’ın yardımı olduğu gibi, Uhud savaşında başta galip olduğunuz halde sonunda -Resulullah’ın emrini tutmadığınız için- size yardımını kesip yenilgiye uğratan da Allah’tır. (bk. Razi, ilgili yer)
Şu halde, Allah dilerse Bedir gibi dilerse Uhud gibi muamele eder.Bize düşen görev, Allah’ın emrine Efendimizin (asm) sünnetine uygun olarak, maddi-manevi, dini-dünyevi bütün vazifelerimizi yerine getirdikten sonra Allah’a tevekkül etmek ve sonuca razı olmaktır.
Diğer taraftan, Kuran’da hoşumuza giden her konuyu duaya çevirip devşirmek Kuran’a da saygısızlıktır. Kuran’da “her duaya icabet edilir” denilmiş, ancak aynen kabul edilir veya her istediğiniz verilir denilmemiştir.
Aynı suresinin “Oysa sizin mevlanız (koruyup kollayanınız) Allah’tır ve o, yardımcıların en iyisidir.” mealindeki 150. ayetinde buyurulduğu üzere, müminlerin yardımcısı yüce Allah’tır ve o, en iyi yardımcıdır. O, dostlarını ve sevdiği kullarını korur, gözetir ve onlara yardım eder.
Allah’ın bir kimseye veya bir millete yardım etmesi veya onları yardımsız bırakması şüphesiz ki sebeplere ve hikmetlere dayanmaktadır. Bu sebeple müminler Allah’ın yardımına erişebilmek için onun rızasına uygun hareket etmeli ve gazabına sebep olacak davranışlardan da sakınmalıdır. Ancak böyle yaptıkları takdirde yüce Allah’ın yardımına layık olurlar.
Nitekim “Ey iman edenler! Allah’a yardım ederseniz o da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.”(Muhammed, 47/7) mealindeki ayette buna işaret buyurulmuştur. Burada Allah’a yardımdan maksat onun emir ve yasaklarına, evrende yarattığı ilahi kanunlara uygun davranarak sebeplere sarılmaktır. Aksi takdirde Uhud Savaşı’nda olduğu gibi başarısızlık kaçınılmaz olur.
Bediüzzaman Hazretlerinin konuyla ilgili şu açıklamasına kulak verelim:
“İlem Eyyühel-Aziz! Bazı dualar icabete iktiran etmez, diye iddiada bulunma. Çünkü dua bir ibadettir. İbadetin semeresi ahirette görünür. Dünyevî maksatlar ise, namaz vakitleri gibi, dualar ibadeti için birer vakittirler. Duaların semeresi değillerdir.
Meselâ: Şemsin tutulması küsuf namazına, yağmursuzluk yağmur namazına birer vakittir. Ve keza zalimlerin tasallutu ve belaların nüzulü, bazı hususî dualara vakittir. Bu vakitler bâki kaldıkça, o namazlar, o dualar yapılır. Eğer bu vakitlerde dünyevî maksatlar hasıl olursa, zaten nurun alâ nur. Ve illâ, icabet duaya iktiran etmedi, diyemezsin.
Ancak, henüz vakit inkıza etmemiş, duaya devam lâzımdır, diyebilirsin. Çünkü o maksatlar duaların mukaddemesidir, neticesi değillerdir. Cenab-ı Hakk’ın duaların icabetine vadetmesi ise, icabet ayn-ı kabul değildir. Yani, icabet kabulü istilzam etmez. Duaya her halde cevap verilir. Cevapsız bırakılmaz. Matluba olan isaf ise, Mücibin hikmetine tâbidir.
Meselâ: Doktoru çağırdığın zaman, herhalde: “Ne istersin?” diye cevap verir. Fakat: “Bu yemeği veya bu ilâcı bana ver.” dediğin vakit, bazan verir, bazan hastalığına, mizacına mülayim olmadığından vermez. Adem-i kabul esbabından biri de, duayı ibadet kastıyla yapmayıp, matlubun tahsiline tahsis ettiğinden aksül amel olur. O dua ibadetinde ihlas kırılır, makbul olmaz.” (bk. Mesnevi-i Nuriye, Onuncu Risale, s. 225)
Not: İlgili ayetin ebced değeri: tamamen yanlıştır. Sadece “ğalibe” kelimesinin başındaki Ğ harfinin ebced değeri: 1000’dir. Kaldı ki doğru olsa bile yorum ayetin manasına uygun değildir.
Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet
Kurban Hizmeti - 7/24 Güvenilir Hizmet
Kurban Hizmeti olarak, ibadetlerinizde size destek olmak ve ihtiyaçlarınıza cevap vermek için 7 gün 24 saat hizmetinizdeyiz. Her zaman yanınızda olmayı ilke edindiğimiz hizmet anlayışımızla, kurban bağışlarınızı güvenle gerçekleştirebilmeniz için buradayız.
Kurbanlık Fiyatlarımız:
- Keçi: 1750 TL
- Koyun: 2000 TL
- Koç: 2250 TL
Bizimle iletişime geçmek çok kolay! Sorularınız, bağışlarınız ve bilgi almak için 0551 928 5784 numaralı telefonumuzdan her zaman bize ulaşabilirsiniz.
Kurban ibadetlerinizi en sağlıklı ve doğru şekilde yerine getirmeniz için Kurban Hizmeti olarak yanınızdayız. Güvenilir, şeffaf ve profesyonel hizmet anlayışımızla her zaman hizmetinizdeyiz.
Sizin için buradayız!